Prof. Dr. Ali Şehirlioğlu: Sevgili Diyarbakırlı kardeşlerim, sevgili gençler, hanımefendiler, beyefendiler, Zafer Partisine gönül vermiş kardeşlerim, sizlere Sayın Genel Başkanımız Prof. Dr. Ümit Özdağ’ın selam ve sevgilerini getirdim.

Hepinizi saygı ve sevgilerimle selamlıyor ve kucaklıyoruz. Bugün burada sizlerle birlikte olmak, benim için tarifsiz bir heyecan. Bugünü en önemli olayı, Zafer Partisi ve Diyarbakır’ın artık buluşmuş olmasıdır. Bu buluşma, Türkiye’de birlik ve kardeşliğin en güzel örneğini oluşturacak. Çünkü Diyarbakır, tarih boyunca medeniyetlerin beşiği olmuştur. Surlarıyla, tarihiyle, kültürüyle, hoşgörüsü ve yiğit insanlarıyla Diyarbakır’ın gönlümüzde müstesna bir yeri vardır.

Diyarbakır, sahip olduğu tarihi ve kültürel zenginliklere rağmen, ne yazık ki yıllardır işsizlik, yoksulluk ve yatırım eksikliği gibi temel sorunlarla mücadele ediyor. Özellikle genç nüfusun yoğun olduğu bu şehirde işsizlik oranı, Türkiye ortalamasının üzerindedir. Bölgede istihdam yaratacak yatırımların önünü açmak, özel sektörün bu bölgeye olan ilgisini artırmak ve gençlerimize yeni iş imkanları sağlamak öncelikli bir ihtiyaçtır.

Tarım ve hayvancılık Diyarbakır ekonomisinin temel taşlarından biridir. Ancak son yıllarda yaşanan kuraklık, su kaynaklarının yetersiz kullanımı ve girdi maliyetlerinin artması, Diyarbakırlı çiftçimizi zor durumda bırakmıştır. Bir diğer mesele, sanayi yatırımlarının sınırlı olmasıdır. Organize sanayi bölgelerinin daha da geliştirilmesi, yeni yatırımların cazip hale getirilmesi ve üretime dayalı ekonominin Diyarbakır’da kökleşmesi şarttır. Özellikle vurgulamak isterim ki; Zafer Partisi’nin 4 Deniz 4 Bölge projesi, Diyarbakır ve çevresi için hayat alanı olacaktır.

Diyarbakır aynı zamanda Cumhuriyet tarihimizde de çok özel bir yere sahiptir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, milletimizin bağımsızlık mücadelesini başlattığı yıllarda Diyarbakır’a defalarca gelmiş, burada halkımızla kucaklaşmış, orduyu denetlemiş ve önemli mesajlar vermiştir.

Atatürk 15 Kasım 1937 tarihinde Diyarbakır’ı ziyaretinde, Ulu Camii önünde toplanan binlerce hemşerimize şöyle demiştir:

"Diyarbakır, tarih boyunca devletlerin, milletlerin ve orduların göz bebeği olmuş bir şehirdir. Bu memleketin her köşesi bizimdir, bizim kalacaktır. Aramızda asla ayrılık ve gayrılık yoktur. Bu topraklar üzerinde kardeşçe, omuz omuza, yan yana yaşayacağız."

Bu sözler, birliğimizin, bütünlüğümüzün ve kardeşliğimizin teminatıdır.

Atatürk’ün Diyarbakır’a verdiği önem, yalnızca stratejik değil, aynı zamanda sosyal ve kültürel bir bağdır. O, bu toprakların halkına her zaman güvenmiş, Anadolu’nun doğusu ile batısı, kuzeyi ile güneyi arasında hiçbir ayrım gözetmemiştir. Bugün bizlere düşen, o kardeşlik ruhunu yaşatmak, ayrımcılığa, fitneye ve bozgunculuğa asla izin vermemektir. Biz aynı milletin, aynı bayrağın ve aynı geleceğin insanlarıyız.

Diyarbakır’ın yetiştirdiği en büyük değerlerden biri de şüphesiz ki Ziya Gökalp’tir. Fikirleriyle, şiirleriyle ve memlekete duyduğu sevgiyle yalnızca Diyarbakır’a değil, tüm Türkiye’ye ışık tutmuş, yol göstermiştir. Bizim için Diyarbakır neyse, Edirne de odur. İzmir neyse, Hakkâri de odur. Ziya Gökalp’in savunduğu gibi, milletimizi ayakta tutan unsur; öncelikle dil ve kültür birliğidir. O yüzden aramıza nifak sokmak isteyenlere karşı hep birlikte dimdik durmalı, birliğimizi ve beraberliğimizi muhafaza etmeliyiz.

Bugün burada sizlere sadece geçmişimizi hatırlatmak için değil, aynı zamanda geleceğimizi birlikte inşa etmek için geldim. Şunu çok iyi bilmeliyiz ki; bu ülke, doğusuyla batısıyla, kuzeyiyle güneyiyle birdir, beraberdir, kardeştir. Bayrağımız gökyüzünde nasıl tekse, biz de bu bayrağın altında tek milletiz. Her türlü ayrımcılığa, fitneye ve dış güçlerin oyunlarına karşı birlikte mücadele etmeliyiz. Bugün dünyada yaşananlara baktığımızda, güçlü olmanın yolunun, birlikten ve beraberlikten geçtiğini bir kez daha görüyoruz.

Birlik ve kardeşliğimizi kaybedersek, geleceğimizi ve her şeyimizi kaybederiz. Diyarbakır’ın gençlerine bir gelecek borcumuz var: Diyarbakır’ın çocuklarını işsiz bırakmayacağız. Diyarbakırlı çiftçimize bir sözümüz var: Bu topraklarda çiftçimizi yalnız bırakmayacağız. Ve elbette hakkın ve hukukun üstün olduğu, insan onurunun korunduğu bir Türkiye’yi hep birlikte inşa edeceğiz. Büyük Atatürk’ün şu sözü Türk milletinin en kısa tarifi gibidir: "Diyarbakırlı, Vanlı, Erzurumlu, Trabzonlu, İstanbullu, Trakyalı ve Makedonyalı hep bir ırkın evlatları, hep aynı cevherin damarlarıdır.”

Biz birlikte Türkiye’yiz! Bizim birliğimizi kimse bozamayacak. Bizim bayrağımız inmeyecek, bu millet asla bölünmeyecektir. Zafer Partisi bu nedenle BİLİM, BİRLİK ve BARIŞ demektedir. Bu duygularla hepinizi en kalbi sevgi ve saygılarımla selamlıyorum.