Beraberinde Kırlangıç Mahallesi Muhtarı Özgür Düzgüner, Cumhuriyet Örnekköy Mahallesi Muhtarı Erdal Çelik ve üreticiler ile birlikte Cumhuriyet Örnekköy Mahallesi’nde değerlendirme yapan Barış Yıldız, üreticilere geçmiş olsun dileklerini iletti. Yıldız, 6 Şubat deprem felaketini yaşayan Malatya’nın dün gece de başka bir doğa felaketiyle karşı karşıya kaldığını belirtti.

BİNLERCE ÜRETİCİNİN EMEĞİ 1 GECEDE HEBA OLDU
“Nisan ayının ortasında yağan kar ve ardından gelen şiddetli don, ilimiz ekonomisinin bel kemiği olan kayısı üretimini vurmuştur. Binlerce üreticimizin emeği, alın teri bir gecede heba olmuştur” diyen Barış Yıldız,” Başta kayısı ve diğer meyve ağaçları başta olmak üzere bütün bahçeler zarar görmüş, yeni sezona umutla hazırlanan üreticilerimiz büyük bir mağduriyet yaşamıştır. Sadece meyveler değil ağacın kendisi de zarar görmüş durumdadır. Bu sadece bir tarımsal zarar değil, aynı zamanda Malatya’nın ekonomik ve sosyal yapısını derinden etkileyen bir durumdur.” İfadelerini kullandı.

ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Tarım Bakanlığı’nı ve ilgili kurumları acilen harekete geçmeye, hasar tespit çalışmalarını ivedilikle başlatmaya, üreticilerimize doğrudan destek sağlamaya ve Malatya’yı acil olarak doğal afet kapsamına almaya davet eden Yıldız; 
•    TARSİM sigortası kapsamında %30 olan don muafiyetinin %10’a düşürülmeli, 
•    Sigorta yaptırmayan üreticiler için özel destek paketleri açıklanmalı, 
•    Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri’ne olan borçlar faizsiz olarak ertelenmeli,
•    Üreticilerimize faizsiz kredi, gelir kaybı desteği ve sigortasız zarar gören alanlar için özel fon oluşturulmalı,
•    Bölgemiz için öneme sahip kayısı bahçelerinin stratejik ürün kapsamına alınmalıdır.

GEÇİCİ DEĞİL KALICI VE ÜRETİCİYİ KORUYAN POLİTİKA İSTİYORUZ
“Geçici çözümler değil, kalıcı ve üreticiyi gerçekten koruyan politikalar artık hayata geçirilmelidir” ifadelerini kullanan Yıldız, “Ayrıca bu gibi doğal afetlere karşı erken uyarı sistemlerinin geliştirilmesi ve çiftçilerimizin önceden bilgilendirilmesi hayati önem taşımaktadır. Her yıl benzer tablolarla karşılaşmak kader değildir; bilimsel tarım politikaları ve üreticiyi önceleyen bir yaklaşım şarttır. Geçmiş yıllarda da yaşadığımız gibi, don felaketlerinin ardından verilen sözlerin tutulmadığını, çiftçilerimizin yalnız bırakıldığını üzülerek hatırlıyoruz. Bu kez aynı hataların tekrar edilmesine izin vermeyeceğiz. Yerel yönetimler, ziraat odaları ve sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte hareket edilerek bir kriz masası oluşturulmalıdır. Bu kriz masasına elimizden gelen bütün desteği vermeye hazırız.” dedi.
Yıldız; “Kayısı, sadece Malatya’nın değil, Türkiye’nin dünya da bilinen bir markasıdır. Bu markayı yaşatmanın yolu, üreticinin yanında durmaktan geçer. CHP Malatya İl Başkanlığı olarak, bu felaketten etkilenen tüm çiftçilerimizin yanında olduğumuzu bildiriyor tüm hemşerilerimize geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor, iktidarı göreve davet ediyoruz” ifadelerini kullandı.

MALATYA ACİLEN AFET BÖLGESİ İLAN EDİLSİN
Cumhuriyet Örnekköy Muhtarı Erdal Çelik; “Öncelikle Malatya halkına geçmiş olsun.  Bu sabah yaşanan don olayında bölgemizde kayısı başta olmak üzere bütün meyve ağaçları zarar görmüş ve dondan etkilenmiştir. Köyümüzde büyük bir felaket oluştu. Buradan yetkililere sesleniyorum. Bölgemizi afet bölgesi olarak ilan etmelerini, çiftçileri desteklemelerini talep ediyoruz. Ayrıca geçen sene de verim yoktu. Çiftçilerimizin geçen seneden kalma Ziraat Bankası’na ve Tarım Kredi Kooperatifleri’ne borcu bulunmaktadır. Bu borçların ertelenmesini istiyoruz.” 

TARSİM SİGORTASI OLMAYANLAR DA MAĞDUR EDİLMESİN
Kırlangıç Muhtarı Özgür Düzgüner; “Dün yaşanan afette Malatya’daki kayısıların tamamı yandı. TARSİM sigortası yaptırmayan çiftçilerimizin çok ciddi mağduriyetleri var. TARSİM sigortası yaptırmayan çiftçilerimizin mağduriyetlerinin giderilmesini talep ediyoruz.” 

ÜRETİCİ KARA; “DEPREM BİR TARAFTAN, AFETLER BİR TARAFTAN, SAHİPSİZLİK BİR TARAFTAN.”
Kayısı üreticisi Mustafa Kara; “On yıl öncesine kadar bahçelerimi sigorta yaptırırken, gelen eksperlerin yazdıkları raporların hiç gerçekçi olmadığını, bilinçsiz kişiler tarafından bu işin yürütüldüğünü fark ettim. Bu yüzden sigorta yapmamaya karar verdik. Sigorta yapmamamın sebebi, böyle bir kurumun, ülkedeki birçok kurum gibi dejenere olması ve insanların taleplerine karşılık verememesi. Bu durum, bizim de bu sisteme güvenimizi kaybetmemize neden oldu. Bir yazıda okuduğumda, Yunanistan'daki bir çiftçi, Türkiye'de bir malı sigorta ettirmek istiyorsa, kendi konsolosluğuna gidip belgesini verdiği takdirde sigortalı sayıldığını öğrenmiştim. Özellikle sayın hemşerilerime, köylerime, arkadaşlarıma ve çiftçilerimize geçmiş olsun diyorum. Çünkü geçmiş olsun demekten başka çaremiz kalmadı. Deprem bir taraftan, afetler bir taraftan, sahipsizlik bir taraftan.”

TAHTASAKAL; “3-4 YIL MEYVE OLMAYACAK”
Kayısı üreticisi Seyfettin Tahtasakal; “Hem kayısı fabrikasında çalışıyorum hem de çiftçiyim. Hem alım satım tarafındayım hem de üretim tarafındayım. Yıllık ortalama olarak Malatya kayısısının dünyaya 400 milyon dolar satış rakamına ulaşıyoruz. Maalesef bu sene bu rakama ulaşamayacağız. TARSİM görevini yerine getirememekte. Her sene olan yağışlardan dolayı sıkıntılar yaşıyoruz. Özellikle yağıştan sonra meyve dökümünde. Bunu fizyolojik olarak değerlendiriyorlar. Bölgemizde kayısı yanması olabiliyor ama bu mevsimde bitkinin yanması önümüzdeki 3-4 sene içerisinde bu ağaçlardan meyve elde edemeyeceğiz anlamına geliyor. Yıllardır yaptığımız çiftçilikte sadece şunu öğrendik ki ne yazık ki devlet hiçbir konuda yanımızda değil. Çiftçilerimize geçmiş olsun diliyoruz.”