Ülkemiz, doğal afetlerle sıkça karşılaşan bir coğrafyada yer alıyor. Özellikle depremler, hem can kaybına hem de maddi hasara yol açarak toplumun her kesimini derinden etkiliyor. Son yaşanan depremler, mühendislik ve yapı denetimi alanında atılması gereken acil adımları bir kez daha gözler önüne serdi. 

 

Mühendislik Altyapımız: Potansiyel Var, Ama Yetersiz

 

Türkiye, mühendislik eğitimi veren 209 üniversite ve 108 mühendislik fakültesi ile önemli bir potansiyele sahip. Ancak, bu potansiyelin etkin bir şekilde kullanılabilmesi için gerekli adımlar atılmıyor. Yerel yönetimlerin, mühendislik odalarının ve akredite yapı denetim firmalarının iş birliği içinde çalışması, sorunların hızlı ve etkili bir şekilde çözülmesinde kritik öneme sahip. 

 

Hızlı Çözüm İçin Seferberlik

 

Eğer dört ilimizde mühendislik seferberliği başlatılsaydı, yerel sorunlar çok daha hızlı bir şekilde çözülebilirdi. Mühendisler, yerel yönetimlerle iş birliği yaparak, ağır hasar tespit süreçlerini hızlandırabilir ve acil önlemler alabilirlerdi. 22 ay beklemek yerine, ehil ve tecrübeli teknik insanlarla daha hızlı sonuçlar elde edebilirdik.

 

Eğitim ve Farkındalık: Geleceğe Yatırım

 

Yeni nesil mühendislerin bilgi ve deneyim kazanması için eğitimler ve seminerler düzenlenmeli. Bu, gelecekteki depremlere karşı daha hazırlıklı olmamızı sağlayacak. Mühendislik alanında bir seferberlik başlatmak, sadece mevcut sorunları çözmekle kalmayacak, aynı zamanda toplumsal farkındalığı artıracak ve insanları bilinçlendirecektir.

 

Sonuç: Geleceğe Dönük Adımlar

 

Sonuç olarak, ülkemizdeki mühendislik altyapısı, deprem sonrası sorunları çözme kapasitesine sahip. Ancak bu kapasitenin etkin bir şekilde kullanılabilmesi için hızlı ve organizeli bir yaklaşım şart. Gelecekteki depremlere karşı hazırlıklı olmak, sadece mühendislerin değil, tüm toplumun sorumluluğudur. Zaman kaybetmeden, seferberlik ruhuyla hareket etmeliyiz. Unutmayalım ki, her bir gün, hayat kurtarabilir.